13 Ağustos 2016 Cumartesi

W. Shakespeare'in Hamlet Oyunu Tiradları (Bay & Bayan için) ve Oyun Bilgisi


Oyunun Adı: Hamlet 

Yazan: William Shakespeare 
Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu 




HAMLET 

Ey göklerde yaşayanlar! Ey dünya! Daha ne olsun? 
Cehennem önüme mi gelsin? Ne yüz karası şey bu? 
Tut kendini yüreğim, tut kendini! 
Ve siz, ey sinirlerim, gevşemeyin birden; 
Gerilin, destek olun bana! 
Beni unutma mı dedin? Hayır, zavallı ruh, 
Şu çılgın kafa durdukça çıkmayacaksın içinden, 
Seni unutmak ha? Aklımın kara tahtasından 
Silerim de bütün boş anıları, 
Bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri, 
Gençliğimden, öğrenciliğimden kalanları. 
Yalnız senin buyruğun kalır. 
Beynimin defterinde, yapraklarında, 
Ivır zıvır bütün bildiklerimin üstünde. 
Evet, yemin Allahıma, o kalır yalnız. 
Ey çürümüş yürekli kadın! 
Yılan, yılan, yüze gülen zehirli yılan! 
Yaz aklım, yaz defterine, yaz şunu: 
Güler yüzlü, hep güler yüzlü bir insan 
Zehirli bir yılan da olabilir. 
Danimarka'da olabilir hiç değilse, inan buna. 
Ya! Demek böyle, amca, sen buymuşsun demek! 
Öyleyse benim parolam da şu bundan böyle: 
Tanrı seninle olsun, unutma beni! 
Yemin ettim, unutmam. 

______________________________________________________

HAMLET

Verdiğim parçayı, ne olur, dediğim gibi, rahat, özentisiz söyle. Çünkü birçok oyuncular gibi söz parlatmaya kalkacaksan, mısralarımı şehrin tellalına okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma öyle; ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Duyduğun coşkunluk bir sel, bir fırtına, bir kasırga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmalı, buldurmalısın. Doğrusu, yürekler acısı geliyor bana gürbüz bir delikanlının, takma saçlar sakallar içinde, bir acıyı yüreğini paralarca, didik didik ederce bağırıp halkın kulaklarını yırtması; o halk ki çoğu kez anlaşılmaz, dilsiz oyunları, gürültü gümbürtüyü sever. Bir oyuncu Termagant'ın kendisinden daha yaygaracı, Nemrut'tan daha nemrut oldu mu, hak ettiği şey kırbaçtır bence. Bu hallere düşme, rica ederim. 
Fazla durgun da olma; aklını kullanıp ölçüyü bul. Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını. En başta gözeteceğimiz şey, yaradılışa, tabiata aykırı olmamak. Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun amacından ayrılmış oluruz. Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak. Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için. 
Ah ben öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen, alkışlanan oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hıristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hallere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı, insan yapıyorum derken insanlığın berbat bir kopyasını yapmışlar. 
Az çok değil, iyice yenmeli bunu. Sakın söyleyeceklerinden fazlasını söyletmeyin soytarılarınıza. Öylelerini gördüm ki, kendi başlarına gülmeye ve seyircilerin en anlayışsızlarını güldürmeye kalkıyorlar. Hem de oyunun anlayış isteyen en can alıcı yerinde. Kötü bir şey bu; acıklı bir budalalık bu yoldan tutunmaya çalışmak. Haydi, gidin hazırlanın. 

______________________________________________________


HAMLET 

Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! 
Düşüncemizin katlanması mı güzel, 
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, 
Yoksa diretip bela denizlerine kaşı 
Dur, yeter! demesi mi? 
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız 
Bitebilir bütün acıları yüreğin, 
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. 
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! 
Çünkü o ölüm uykularında, 
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından, 
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. 
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. 
Kim dayanabilir zamanın kırbacına? 
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, 
Sevgisinin kepaze edilmesine, 
Kanunların bu kadar yavaş 
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine, 
Kötülere kul olmasına iyi insanın 
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? 
Kim ister bütün bunlara katlanmak 
Ağır bir hayatın altından inleyip terlemek, 
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa, 
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya 
Ürkütmese yüreğini? 
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa 
Çektiklerine razı etmese insanı? 
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: 
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor 
Yürekten gelenin doğal rengini. 
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar 
Yollarını değiştirip bu yüzden, 
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar. 
Ama sus, bak, güzel Ophelia geliyor. 
Peri kızı dualarında unutma beni, 
Ve bütün günahlarımı.

______________________________________________________


OPHELIA

Nasıl ayırdederim bir bakışta 
Seveni sevmeyenden? 
Külahından, tozlu çarıklarından, 
Elindeki değnekten. 
Öldü, güzel sultanım çoktan öldü. 
Öldü, gömüldü bile. 
Başında yemyeşil otlar büyüdü, 
Taşı dikildi bile. 
Ne olur dinleyin! 
Ak kefenler giyindi kardan beyaz, 
Sarıldı çiçeklere. 
Arar arar sevdiğini bulamaz, 
Ağlayanlar içinde. 
Fırıncının kızı baykuş olmuş diyorlar. Allah korusun. İnsan ne olduğunu bilir, ama ne olacağını bilemez. Tanrı bereketini eksik etmesin sofranızdan. Kendiniz hiçbir söz söylemeyin sakın bunun üstüne, ama ne demek olduğunu soran olursa şöyle dersiniz: 
Yarın bayram, Saint Valentine bayramı, 
Erken uyanır herkes. 
Ben bir kızım, gelirim pencerene, 
Eşim ol derim sana. 
Delikanlı kalktı, hemen giyindi, 
Açtı kıza kapısını. 
Kız girdi içeri, kız girdi ama, 
Kız çıkmadı dışarı. 
Ayıp, ne ayıp şey bu! 
Fırsat bulan her genç yapıyor bunu 
Yüzü kızarmaksızın. 
Kız dedi: Bu işi yapmazdan önce 
Evleniriz demiştin? 
Delikanlı şöyle karşılık verdi: 
Evlenirdim sabah sabah gelip de 
Koynuma girmeseydin. 
Elbet bir gün düzelir her şey. İnsan sabırlı olmalı; evet ama ağlamamak elimde değil düşündükçe soğuk topraklara gömüldüğünü. Geceniz hayrolsun, bayanlar, iyi geceler, güzel bayanlar, iyi geceler, iyi geceler! 





Hamlet Oyunu Üzerine...


1564 yılında doğmuş olan William Shakespeare, hiç tartışmasız dünyanın en büyük yazarları arasında kabul edilir. Shakespeare, çok çeşitli türlerde eserler vermiş ve yüzden fazla eserin sahibidir. İngilizceye çok büyük katkıları bulunan İngiliz yazar, yaşadığı dönemde insanların saygısını kazanmış olmasına rağmen birçok yazar gibi o da daha çok ölümünden sonra saygı ve sevgi kazanmış bir üstattır. Gelelim; eserlerinin hemen hemen hepsi tiyatroya, sinemaya ve operaya uyarlanan bu yazarın “Hamlet” adlı eserine.

Hamlet, Shakespeare tarafından tam olarak yazılma yılları belli olmayan fakat 1599 ve 1601 yılları aralığında yazıldığı tahmin edilen trajedi türünde bir eserdir. Hamlet, yazarının en uzun eseri olmakla birlikte en çok tanınmış olan eserlerinin de ön sıralarında yer almaktadır. Yazıldığı zamandan günümüze kadar defalarca tiyatrosu oynanmış ve filmlere adapte edilmiştir. Çok meşhur olan “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.” sözüne de ev sahipliği yapan eserdir. Bir Shakespeare klasiği olarak içinde bolca olay, entrika barındırmaktadır. 

Eserin özetine değinecek olursak;

Hamlet, sadece ailesinin değil tüm ülkenin de sevdiği yiğit, dürüst ve mert bir insandır. Aynı zamanda Danimarka kralının da oğludur. Hamlet, babası tarafından iyi bir eğitim alabilmesi için Almanya’ya gönderilir. Hamlet Almanya’da eğitimini sürdürürken bir gün babasının ölüm haberi gelir ve genç oğlan bu haberden sonra yıkılır. Haberi duyduğu gibi ülkesine döner ve amcası Claudius, çoktan babasının yerini almış ve kendini hükümdar ilan etmiştir. Hâlbuki hükümdar olmak Hamlet’in hakkıdır. Buna rağmen Hamlet bunun üzerinde durmayıp babasının ölümüyle ilgilenmeye başlar. Bir de bunlar yetmezmiş gibi zalim Claudius, annesini ikna ederek onunla evlenmiştir. Her şeyi aydınlatmak ise Hamlet’e kalmıştır.

Bir gece, iki Danimarka askeri bir tepede nöbet tutarken ölü kralın hayaletini görürler. Bu askerler Hamlet’in çok yakın arkadaşı olan Horatio ve Marcellus’dur. İlk başta şaşırıp korkan askerler daha sonra hayalet ile iletişime geçmeyi denerler fakat bir türlü başaramazlar. Horozlar ötmeye başlayınca hayalet ortadan kaybolmuştur bile. Bu durumu hemen Hamlet’e açmaları gerektiğini düşünerek soluğu Hamlet’in yanında alırlar. Yaşananları duyan Hamlet ilk önce çok şaşırır, inanamaz ama aynı manzarayı kendi de görmek istediğinden ertesi akşam askerlerle birlikte aynı tepeye nöbete çıkar. Aradan biraz zaman geçince kralın hayaleti yine görünür ve Hamlet şeytan işi olup olmadığını anlamaya çalışır. Fakat biraz çabadan sonra iletişime geçtiğinde gerçekten babasının hayaleti olduğuna inanmaya çok yakındır. Hayalet ona, aslında bir yılan ısırığı ile değil de amcası ve annesinin hain planlarıyla, bir gün uyurken kulağına zehir akıtılarak öldüğünü açıklar. Hamlet, hayalete inanmak istiyor fakat bir yanı da şeytanın işi olup annesiyle amcasını haksız yere suçlamak istemiyordur. Genç delikanlı buna bir çare düşünmeye başlar. Belki bir şeyler öğrenebilir umuduyla bir müddet deli taklidi yapmaya kara verir. Bu delilik hali, Kral Claudius’un yardımcılarından biri olan Polonius’un kızı Ophelia’nın aşkından olduğu tahmin edilir.

O günlerde ise saraya gezici bir tiyatro gurubu gelmiştir ve akşama tiyatro oynanacaktır. Hamlet, gizlice bu gurup ile konuşur ve kendi verdiği senaryoyu oynamalarını söyler. Gurup da kabul eder. Hamlet’in oynatacağı senaryo, babasının hayaletten öğrendiği ölüm sahnesidir. Amacı, kral ile kraliçenin tepkilerini görmektir. O gece herkes toplanır, tiyatro izlenmeye başlanır fakat daha bitmeden Kral Claudius tarafından durdurulur ve Claudius salonu terk eder. Bu davranışından sonra babasının katilinin gerçekten amcası olduğunu anlar. Tiyatro dağılınca da annesinin odasına gider ve onunla tüm gerçekleri konuşur. O sırada perdenin arkasından kralın yardımcılarından Polonius onları dinlemektedir. Perde biraz hareket edince Hamlet bunu fark eder ve perdenin arkasındaki kişinin Claudius olduğunu sanarak kılıcı perdeye saplar, Polonius ölür. Babasının ölümüne dayanamayan güzel Ophelia da bir nehirde boğularak ölür.

Hamlet’in her şeyi öğrendiğinin farkına varan kral, tehlikeyi sezmiş ve Hamlet’i İngiltere’ye göndermeye karar vermiştir. İngiltere kralı ile anlaşmış, amacı Hamlet’i orada öldürtmektir. Fakat Hamlet her şeyin farkındadır ve çıktığı yolculuktan Danimarka’ya geri döner. Saraya döndüğünde Polonius’un oğlu, Ophelia’nın ağabeyi Laertes’in geldiğini görür. Hamlet gelmeden önce Kral Claudius, Laertes ile anlaşmış ve Hamlet’e düello teklif ederek onu zehirli bir kılıç ile öldürmesini istemiştir. Hamlet, Laertes’in düello teklifini kabul eder ve dövüşmeye başlarlar. Kral ise işini garantiye almak için zehirli bir sıvı hazırlatır ve düello esnasında bu sıvıyı Hamlet’e içirecektir. Fakat bir karışıklık olur bu zehirli sıvıyı kraliçe içer ve ölür. Laertes ile kılıcının zehirli ucuyla Hamlet’i yaralar. Hamlet’in ölümü kesinleşmiştir fakat henüz ölmeden önce zehirli kılıcı Laertes’ten alarak önce onu sonra da zalim amcası Claudius’u öldürür. Kendisi de son nefeslerini verirken dostu Horatio da yaşamak istemediğini söyler. Ama Hamlet, ölürken bile onu ikna eder ve gerçekleri bilen tek kişi olduğunu, herkese doğruları anlatması gerektiğini söyler.

Yazar: Handenur DURALI 
Yazının bulunduğu website



Ayrıca Bknz:




Hamlet filmi---- imdb
 Ethan Hawke, Kyle MacLachlan, Diane Venora

2000 




                               Hamlet filmi----imdb

Mel Gibson, Glenn Close, Alan Bates

1990

    







           Hamlet filmi----imdb


Kenneth Branagh, Julie Christie, Derek Jacobi 

1996

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder